15 Mart 2009 Pazar

ayak bastı

Sözcükler arası hendeklere düşük yarım akıllar yürütenler, çok ama çok zaman tüketenler ! Bir söz için gereken bir tekmeden fazlası değil!

Bir vur bin ah işit, tam da öyle oldu. Bunu diyenler çok da eskiden konuşmuştu.

Ayak basmak böylesine hırçın mı olmalıydı?

Ayak basmak beklendiyse, olmalı.

Buraya gelmek bir veya daha fazla yoldan oldu.

Yol üstünde batan dikenler vardı, yamalı ama bir zırha tamlandılar. Zırh korunaklı, zırh soğuk.

Tek tek ayıklama vakti, yenilerine yer için.

Belki bir tüy konacak belki bir diken batacak.

Ancak dökülmeli, tüy de olsa ağır geliyor.

Ayak bastı hırçınlığı dökmekten.

Doğum gibi sancılı olmadıkça, konuşmuyordum.

Kabızlık, ishale yeğdi.

Doğuruyoruz.

Tekmeye saygım sonsuz, tekmeye borcumu döküyorum.

Yara bere içinde kalmak istemenin belgesi olsun bu da en birinci notere.

Al gözüne sokuyorum!

Hangi salak demiş?

Bu bir blog değil.

Hiç yorum yok: